Halfeti
Halfeti M.Ö.855 yılında Asur Kralı III. Salmanassar tarafından zaptedildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. Yunanlılar bunu değiştirerek Urima adını koydular. Süryaniler ise Kal'a Rhomeyta ve Hesna dhe Romaye adlarını kullanmışlardır. Şehir Arapların eline geçtikten sonra Kal'at ül Rum adını almıştır. II.yüzyılda Bizanslılar Halfetiye Romaion Koyla adını vermişlerdir.
M.Ö.540 yılında bölge Perslerin egemenliğine girmiş, bu tarihten itibaren pers kültürü ve yazısı hakim kılınmıştır. M.Ö.245 yılındaki misafir mısırlılardır. Mısırlılar da bu bölgede 100 yıl kadar hakimiyet tesis etmişlerdir. Akan zaman içinde sırasıyla Sasaniler, Emeviler ve Abbasiler de Halfetinin geçici konukları olmuşlardır. Yıl 1146 ya geldiğinde Romalıların egemenliği sona eriyor, 1280 yılında Beysari komutasındaki memlûk ordusu Halfeti'yi kuşatıyor ancak sonuç yağmayla bitiyor. 1290 yılında Eşref komutasındaki Mısır ordusu Halfetiyi yeniden ele geçiriyor ve ona Kal'at ül müslimin adını veriyordu. 1516 yılında zamanın akışı değişir.
Mercidabık savaşını kazanan Osmanlılar Halfetiyi de ele geçirir ve bölgede müslüman ağırlığı artar. Osmanlılar ilk kez bu dönemde kente Urumgala ve giderek Rumkale demeye bu dönemde başlamıştır.
Harran
Şanlıurfa’nın 44 km güneydoğusundaki tarihi Harran kentinin adı Sümerce ve Akadca; seyahat, kervan, kesişen yollar anlamındadır. Hz. İbrahim'in Filistin'e gitmeden önce bu şehirde oturduğundan Harran’a “Hz. İbrahim'in şehri” de denilmektedir.Asur ve Babil dönemlerinde gök cisimlerinin kutsal sayıldığı Paganizmin önemli bir merkezi olan Harran’da bu dinin baştanrısı Sin'in tapınağı bulunuyordu. İlk çağdan beri varlığı bilinen ünlü Harran okulundan Cabir bin hayyan, El-bettani, Sabit bin kura, İbn-i teymiye gibi dünyaca ünlü âlimler yetişmiştir.
Harran, 1260 Moğol istilasında tahrip edilmiş ve harap bir şekilde günümüze gelmiştir.
Sur içindeki höyük Harran'ın antik çağlara ait kalıntılarını barındırmaktadır. Harran’da; konik kubbeli evler, şehir surları, Emevi devrinden kalan iç kale, Emevi Halifesi II. Mervan zamanında 750 yılıda yaptırılan Anadolu’nun ilk camilerinden Ulu Cami kalıntıları, İbrahim Peygamber'in torunu olan Yakub Peygamber'in Harran’a geldikten sonra dayısının kızı Rahel ile karşılaştığı kutsal kuyu, 1185 yılında Harran’da vefat etmiş Şeyh Yahya Hayat el-Harrani Hazretleri Camisi ve Türbesi görülecek yerlerdir.
Harran’dan başlayıp çoban mağaraları, Bazda mağaraları, Han el ba’rür kervansarayı, Şuayb şehri harabeleri ve Soğmatar ören yerini bir günlük turla gezmek mümkündür.
Harran-Soğmatar yolunun 16. kilometresindeki köy içerisinde bazda mağaraları görülmeye değerdir
Göbeklitepe Tapınakları
1995 yılında başlayan ve halen Prof.Dr. Klaus Schmidt başkanlığında devam eden Şanlıurfa şehir merkezine 18 km. mesafede Örencik Köyü’ndeki Neolitik Dönem’e ait Göbeklitepe kazısında 12.000 yıl öncesine ait çok sayıda tapınak kalıntılarına rastlanılmıştır. Göbeklitepe’de bulunan insan ve hayvan heykelleri ile -T- şeklindeki steller üzerindeki çeşitli hayvan kabartmaları dünyanın en eski resim örnekleri sayılmaktadır.
Göbeklitepe’nin 12.000 yıl öncesinde insanoğlu tarafından yaratılan büyük bir buluşma merkezi olduğu, günlük yaşama yönelik mekânlarla değil, törensel amaçlı inşa edilmiş, anıtsal yapılarla kaplı olduğu anlaşılmıştır. Yuvarlak planlı yapıların merkezinde iki tane serbest duran boyu beş metreyi bulan kireçtaşından şekillendirilmiş T biçimli dikilitaş bulunmaktadır. Daha küçük boyutlu dikilitaşlar ise yapı duvarlarının iç çeperlerine merkezdeki iki dikilitaşa yönlendirilmiş olarak yerleştirilmiştir.
Göbeklitepe’nin anıtsal yapıları, onu yapan neolitik dönem insanları tarafından bilinçli olarak doldurulmuş, bir nevi gömülmüştür.
Göbeklitepe’de ortaya çıkarılan tapınaklar, Urfa’nın “İlkel Dinlerin Dünyadaki En Eski Merkezi” olduğunu belgelemiştir.
Şanlıurfa Müzeleri
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi
Balıklıgöl’ün yanında Haleplibahçe’de yer alan Müzede arkeolojik ve etnografik eserler yer almaktadır. Müzede Dünyanın 12.000 yıllık en eski heykeli “Balıklıgöl Heykeli” sergilenmektedir. Göbeklitepe’de bulunan 12.000 yıllık eserlerin yanısıra; Sümer, Hurri, Mitanni, Hitit, Asur, Makedonya, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Eyyubi, Selçuklu, ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.
Şanlıurfa Haleplibahçe Mozaik Müzesi
Balıklıgöl yakınlarındaki Halepli Bahçe'de bulunan 3. ve 4. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen Amazon kraliçelerinden Hippolyte, Antiope, Melanipe, Penthesileia'nın av partisini tasvir eden mozaikler ile diğer kazılarda bulunan mozaikler yer almaktadır.
Şanlıurfa Kurtuluş Müzesi
Samsatkapı Meydanı’nın kuzeyinde yer alan Mahmud Nedim Efendi Konağı, 2009 yılında restore edilerek “Kurtuluş Müzesi”ne dönüştürülmüştür. Müzede, savaş sırasında kullanılan silah, mermi, askeri ve yöresel kıyafet ile fotoğraf ve belgelerin yanı sıra, Fransızlara karşı mücadeleye öncülük etmiş “Onikiler”in yöresel kıyafetler içinde heykelleri sergilenmektedir.
Şanlıurfa Geleneksel El Sanatları Müzesi
Balıklıgöl’ün kuzeybatısında yer alan tarihi Sayganlar Evi, Şanlıurfa Valiliği ve ŞURKAV öncülüğünde “Şanlıurfa Geleneksel El Sanatları Müzesi ve Satış Merkezi” olarak 2011 yılında açılmıştır. Müzede Şanlıurfa’ya ait el sanatları ürünleri sergilenmektedir. Yöresel ürünler müzede satışa sunulmaktadır.
Şanlıurfa Mutfak Müzesi
Ulu Caminin güneyindeki sokakta bulunan tarihi “Hacıbanlar Evi” Şanlıurfa Belediyesi’nce restore edilip 2011 yılında “Geleneksel Mutfak Müzesi”ne dönüştürülmüştür. Müzedeki mutfak, kiler ve odalar geleneksel malzemelerle döşenmiştir. Odalarda Urfa’ya özgü kıyafetler içerisinde heykellerle günlük yaşam canlandırılmıştır.
Şanlıurfa İbrahim Tatlıses Müzik Müzesi
Urfa şehir surlarının güneyinde bulunan “Harran Kapısı”na biti¬şik 17. yüzyılda inşa edilmiş olan tarihi yapı son yıllkarda “Yasin'in Kahvehanesi” olarak bilinmekteydi. 2011 yılında Şanlıurfa Belediyesi’nce satın alınıp restore edilen yapı müzik müzesine dönüştürülmüştür. Urfa Müziği ile ilgili bilgi panoları, müzik malzemeleri ve fotoğraflar ve müzik eserleri sergilenmektedir.
Şanlıurfa Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi
Mahmut Nedim Konağı içinde Kurtuluş Müzesi’nin yanındaki tarihi binada yer alan müze; Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde doğan, 2013 yılında hayatını kaybeden Şanlıurfalı ünlü ses sanatçısı Müslüm Gürses adına Şanlıurfa Valiliği tarafından 2013 yılında açılmıştır.
Urfa Kent Müzesi
Harran yolu üzerinde Beykapısı’ndaki surların içinde yer alan ve Mahmudoğlu Kulesi adıyla bilinen yapı 1098-1144 yılları arasında Urfa’da kontluk kurmuş Haçlılar döneminde Kale olarak inşa edilmiştir.
Şanlıurfa belediyesi tarafından 2012 yılında restore edilen tarihi yapı, 2014 yılında Şanlıurfa tarihi ve kültürünün sergilendiği “Şanlıurfa Kent Müzesi” olarak açılmıştır.
Şanlıurfa Tasavvuf Müzesi
Ellisekiz Meydanı’nın doğusunda yer almaktadır. 1892 tarihinde inşa edilmiştir. Halveti Tekkesi ve Şeyh Saffet Tekkesi diye bilinen yapı 2013 yılında restore edilip tasavvuf Müzesine dönüştürülmüştür.
Tarihi Çarşılar ve Hanlar
Gümrük Hanı etrafındaki çarşılardan Bedesten’de mahalli giysiler, yaşmak, ehram; Sipahi Pazarı’nda halı, kilim, keçe, kürk heybe; Hüseyniye Çarşıları’nda Bakır işleri; Kınacı ve Pamukçu Pazarı’ndaki kuyumcularda bulunan yöresel takılar Urfa’ya ait el sanatları ürünleridir. Bu çarşılar etrafında yöresel yiyeceklerden her türlü baharat, Urfa peyniri, Urfa pul biberi (isot), Urfa fıstığı, Nar pekmezi, Meyan Kökü ve Şifalı bitkiler alınabilecek en güzel hediyelerdir.
Tarihi hanların çoğu Balıklıgöl’ün doğusunda yer alır. Şanlıurfa il merkezinde Osmanlı dönemine ait Gümrük Hanı, Hacı Kamil Hanı, Barutçu Hanı, Mençek Hanı, Şaban Hanı, Kumluhayat Hanı, Fesadı Hanı, Samsat Kapısı Hanı, Millet Hanı ve Topçu Hanı olmak üzere 10 adet büyük han bulunur.
Gümrük Hanı
Haşimiye Meydanı yakınındadır. 1562 yılında, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır.Hanın avlusunu çevreleyen dükkânların üzerinde, önleri revaklı ikinci kat odaları yer almaktadır. Kafeteryaların bulunduğu avlusundan Halil-ür Rahman Gölü'nün suyu geçmektedir.
Sipahi Pazarı
Gümrük Hanı'nın batısına bitişik olarak inşa edilmiş, bir kapalı çarşıdır. 1562 tarihinde yaptırılmıştır. Halı, kilim, keçe, kürk satılmaktadır.
Kazzaz Pazarı
Gümrük Hanı'nın güneyine bitişik olarak 1562 yılında inşa edilmiş kapalı çarşıdır. Bezzazistan adıyla da bilinen çarşının dört kapısı bulunmaktadır. Yöresel giysi ve aksesuarlar satılmaktadır.
Hüseyniye Çarşıları
1887 yılında inşa edilmiş bu kapalı çarşıda bakırcılar ve kalaycılar bulunmaktadır.
TBMM Evi
TBMM Evi (Şahap Bakır Evi – İsa Beden Evi) Arabizade Reşit Efendi Evi olarak da bilinen bu ev, Pınarbaşı Mahallesi Köleler Sokak’tadır. Haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşan tarihi ev 1778 tarihinde yapılmıştır. 1997 tarihinde T.B.M.M Kültür Sanat ve Yayın Kurulu tarafından satın alınan bu ev 2001 yılında restore edilmiştir.
Şurkav Kültür Merkezi. (Mehmet Bağmancı Ve Malatyalı Halil Evi)Hasan Padişah Camii karşısındaki sokaktadır. ŞURKAV tarafından 1994 yılında restore edilen iki evden oluşmaktadır. ŞURKAV Kültür Merkezi ve idare merkezi olarak kullanılmaktadır.
Eyyüb Peygamber Sabır Makamı
Yaşadığı musibetler ve en ileri sahfaya gelen hastalık sonrasında Hz. Eyyub; "Ya Rabbi bana zarar dokundu. (Bu Hastalık) Lisanen zikrine ve kalben ubudiyetime zarar veriyor. Sen merhametlilerin en merhametlisisin." diye niyaz edince Cenab-ı hak Cebrail (a.s.) ile gönderdiği vahiy ile "Ayağını yere vur." diye emretti. Hz. Eyyub gelen bu ilahi emirle hemen ayağını yere vurdu. Ve yerden latif bir su fışkırmaya başladı. Kuran-ı Kerim'de "İşte sana yıkanılacak ve içilecek bir su..." diye nitelenen şifalı su ve sabır makamı Şanlıurfa'nın Eyyubiye mahallesinde bulunmaktadır. Bizans döneminde M.S. 460 yılında Piskopos Nona bu kuyunun suyunun cüzam, fil ve gut hastalıklarını iyileştirdiğini farkedince buraya bir hastane ve hamam yaptırılmıştır. Yine Bizans döneminde buraya inşa edilen şifacı azizler Cosmas ve Damian Manastırlarında kuyunun şifalı sularıyla hastalar tedavi edilmekteydi. 1145 yılında Urfa'yı Haçlılardan alan İslam komutanı İmadeddin Zengi , Eyyub Peygamber kuyusunun şifalı suyu ile yıkanarak romatizma hastalığından kurtulmuştur.
Reji Kilisesi (Mar Petrus - Mar Paulos Kilisesi)
Vali Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi
(Mar Petrus-Mar Paulos Kilisesi)
Şanlıurfa Nimetullah Mahallesi, Ellisekiz Meydanı mevkiindedir. 1861 yılında inşa edilen Kilise, Hz. İsa'nın iki havarisinin anısına inşa edildiğinden onların ismini taşır. Urfalı Süryanilerin 1924 yılında Haleb'e göç edişlerine kadar kilise ve medrese olarak kullanılmıştır.
Kilise ve etrafındaki yapılar, 1998 ve 2010 yılları arasında Şanlıurfa Valiliğince restore edilmiş olup “Vali Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi” adıyla hizmet vermektedir.
Fırfırlı Camii
Balıklıgöl'nün 400 metre kuzeyinde Vali Fuat Caddesi (Büyükyol) üzerindedir. Daha önce “Aziz Havariler Kilisesi” adını taşıyan ilk Ermeni Protestan kilisesi iken, 1956 yılında camiye çevrilmiştir. Kilise camiye çevrilirken mihrap ve taş minber yapılmıştır.
Selahaddin-i Eyyubi Camii
“Azize Meryem Ana Kilisesi” adıyla 1849 yılında inşa edilmiştir. 1994 yılında restore edilerek Selahaddin Eyyubi Camii'ne dönüştürülmüştür. Doğu batı istikametinde apsise dikey üç nefli bazilikal plâna sahip yapıdaki nefler normal Helenistik bazilikalarda olduğu gibi sütunlarla birbirlerinden ayrılırlar.
Ulu Camii
Şanlıurfa şehir merkezindeki camilerin en eskilerindendir. "Kızıl Kilise" olarak bilinen eski bir kilisenin yerine inşa edilmiştir. Bu kilisenin avlu duvarları, bazı sütunları ve sütun başlıkları ile minare olarak kullanılan çan kulesi halen ayaktadır.
Halep hükümdarı Nureddin Mahmud Zengi tarafından tamir ettirilerek bugünkü şeklini alan Halep Ulu Camii ile benzer bir plan gösteren Urfa Ulu Camii'nin de aynı dönemde yapıldığı tahmin edilir.
Avlunun kuzeydoğu köşesinde yer alan, çevresi yüksekliğine eşit sekizgen çan kulesi bugün minare olarak kullanılmaktadır. Minare aynı zamanda şehrin ilk ve tek “saat kulesi” görevini de görmektedir.
Hasan Padişah Camii
Balıklıgöl’ün doğusunda yer alan bu cami 15. yüzyılda Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde “Sultan Hasan Camii” olarak geçer. Avlunun kuzeyinde tek şerefeli minare yer almaktadır. Caminin avlusundan Halil’ür Rahman Gölü’nden gelen su geçmektedir.
Urfa Kalesi
Kentin güney batısında yer alan kale, İbrahim Peygamber’in ateşe atıldığı tepe üzerindedir. Üç tarafı kayadan oyma derin hendek ile çevrilidir. Kale üzerinde mancınık denilen 17.25 metrelik sütunlar birer anıt olup M.S. 240-242 yıllarına aittir. Kale surları ise M.S. 814 yılında Abbasiler döneminde inşa edilmiştir. Kale üzerinde çeşitli yapı kalıntıları bulunmaktadır. Kaleden açılmış gizli bir tünel ile Aynzeliha Gölü’ne ulaşılmaktadır.
Mevlid-i Halil Mağarası
Kentin güneyinde ve Urfa Kalesi’nin batısında yer alan mevlid-i Halil Mağarası, Hz. İbrahim’in doğduğuna ve 7 yaşına kadar yaşadığına inanılan “İbrahim Halilullah Makamı (Dergah)” olarak ziyaret edilmektedir.
Babil Kralı Nemrut bir gece rüyasında tahtının yıkıldığını ve hükümdarlığının sona erdiğini görür. Kâhinler, bu rüyayı Kral Nemrut’a, dinini ve tahtını yıkacak bir çocuğun doğacağı şeklinde yorumlarlar. Nemrut, o yıl doğacak olan bütün çocukların öldürülmesini emreder. Bu sırada hamile olan Hz. İbrahim’in annesi Nuna gizlice bu mağaraya sığınır ve Hz. İbrahim’i doğurur.
Hz. İbrahim’in doğduğu mağaranın bitişiğinde yer alan Mevlid-i Halil Camii, Osmanlı döneminde 1523 yılında inşa edilmiştir.
Aynzeliha Gölü
Urfa Kalesi’nin önünde yer alır. Rivayete göre Nemrut’un kızı Zeliha, Hz. İbrahim’e inandığından kendini ateşe atmış ve düştüğü yerde Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Bu göldeki balıklar da kutsal sayılmaktadır.
Halil-ür Rahman Cami (Döşeme Camii)
Halil-ür Rahman Gölü’nün (Balıklıgöl) güney batı köşesindedir. Eyyübiler döneminde 1211 yılında yapılmıştır. Medrese, mezarlık ve Hz. İbrahim’in ateşe atıldığında düştüğü makamdan meydana gelen külliyedir.
Rızvaniye Camii Ve Medresesi
Halil-ür Rahman Gölü’nün kuzey kenarı boyunca yer alan bu cami, Osmanlı döneminde Rakka Valisi Rızvan Ahmet Paşa tarafından 1716 yılında yaptırılmıştır.cami avlusu medrese odaları ile çevrilidir. Caminin ahşap giriş kapısı üzerinde geçme ve kakma tekniğinde süslemeler bulunmaktadır.zengin bitkisel